Firmaların günümüzde hepsi sosyal medyada etkin bir şekilde var olmak istiyorlar ve bu duruşlarını yönetmeyi önemsiyorlar bunu önemsemeleri gerektiğinin farkındalar. Çünkü sosyal medyanın gerçeği: siz kendinizi nasıl lanse ederseniz O’sunuz.
Burada bulunmayı tercih etmeleri aslında bir şeylerden de vazgeçmeleri anlamına geliyor. Her seçim bir vazgeçiştir. Gideceğiniz yönü belirlediğinizde diğer yollardan vazgeçmiş oluyorsunuz. Mesela söyledikleri her şeyin arkasında durmaları tutarlılıklarını sürdürülebilir hale getirmeleri, gerçekten var olduğu gibi kendilerini yansıtma şekilleri aslında artık şeffaf olmaları anlamına da geliyor. Sosyal medyada var olduklarında bu süreci yönetebileceklerinin de imajını vermiş oluyorlar. Bu durumda profesyonel olmayan her tavırda eleştiri oklarının kendilerinde olacağının farkına varmaları gerektirmektedir.
Aldıkları kararların kurum değerleri, firmalarının varoluş misyonu, vizyonuyla tutarlı hatta bu yönlerini besleyecek şekilde olması gerekmektedir. Negatif yön olarak bir fikir beyan edeceksek bunu söylemek kafi olacaktır. Yani sosyal medyada var olduktan sonra fark edecekler ki artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Negatif veya pozitif yön, kurumun kendini lanse etmedeki başarısına kalmıştır. Seçim sürecindeki adaylar muhakkak ki firmanın güçlü kurumsal bir yapısı olsun ister ve şuana kadar olan süreçlerini nasıl yönetmişler, krizlerdeki tutumları ne olmuş, toplumsal yönden herkesi etkileyen bir durumda nasıl bir tavır takınmışlar, yaşayan, etkileşimi yoğun olan bir firma mı, blogu var mı, diğer sosyal medya platformlarını yaşatıyorlar mı? gibi meraklarıyla inceliyorlar. Buralarda var olmak ve hedef kitlenin ilgi ve beklentisine yönelik içerik yönetimi doğru zamanda doğru aksiyon alma gibi etkili süreçleri dikkat çeker taraflarıdır. Mesela firmanın kariyer günleri takibi, özel günlerdeki içerikleri ve aksiyonları, çalışanlara eğitim destekleri, boş zamanları yönetme şekilleri, firma çalışanlarının katılımıyla gerçekleştirilen aktiviteler, sürprizler, sosyal sorumluluk projeleri, kurum içi girişimcilik referansları, yarışmalar, ödüller vs. Adaylar firmanın direk reklamlarında değil de çalışanlarının sosyal medyaya yansıyan tavırlarından ve yorumlarından etkilenip içselleştirirler.
Firmalar sosyal medyanın getirdiği imkanları tam olarak bildiklerinde onu kullandıklarında nasıl etkili işveren markası yaratacaklarını bildiklerinde aslında çalışılabilecek en iyi yer olarak kendilerini lanse etmiş olacaklar.
Özet olarak şunu diyebiliriz ki; firmanın sosyal medyada var olması ve onu yönetmesi pozitif; var olmaması veya var olsa bile yönetememesi negatif olarak değerlendirilebilir. İşveren markasını profesyonel bir şekilde yönetirlerse; firmalar istedikleri kalifiye adaylara, hayallerine ortak olacak adaylara ulaşacaklar, oryantasyon süreci kısalacak, turnover oranları azalacak, bir uzantısı olan kurum içi girişimcilik ile şirkete fatura kesecek iştirakler olacak, çalışan bağlılığı sürekli yüksek olacak, iç müşteri anlayışıyla viral anlamda etkili reklamı olup itibarı artacak, etkili işe alım stratejisi oluşturulacak, daha iyi fayda paketleri hazırlanacak, personel devir hızındaki düşüş tahmin edilecek ve üstesinden gelinecek, özgürlük, organizasyonel çevre, ödüllendirme (soyut- somut), öğrenme ve kariyer gelişimi, esnek zaman gibi mükemmel bir çalışma ortamı yaratılacak, vizyon, misyon gibi üst yönetim uygulamalarını desteklenecek, işe alım için alan yaratılacak, halkla ilişkiler ve sosyal ilişki ağı kurulacak, marka imajıyla bütünleşilecek, iş liderliğini sürdürme, yönetilemeyen personel maliyetleri düşürme gibi durumlara etki edecektir.